27 Şubat 2012 Pazartesi

Poz ver Öykü

Sen nerden öğrendin poz vermeyi anlamadım ki ? "Poz ver Öykü" dediğimizde işte bu kare çıktı ortaya :)
Bu poz veren akıllı bıdık, artık "Öykü nasılsın?" sorusuna "iyi" diye cevap veriyor :)
Bizde artık kimse kimsenin eşyasını kullanamıyor. Çünkü buna Öykü izin vemiyor. Herkesin eşyası belli :))Mesela, Öykü gözünde benim ve babasının terliği  bellidir, onları asla kimse giyemez, es kaza giydiyse eyvaaah Öykü'den çekeceği var çıkarana kadar :) Geçen gün teyzesi anneannesinin hırkasını giymiş,"anneanne anneanne" diye tutturmuş, nitekim teyzesi çıkarmak zorunda kalmış. Aynı olayın başka bir versiyonu bugün tekrarlanmış. Anneanne gitmiş dedesinin yeleğini giymiş.İlla o dedemin çıkar demiş. Tabiki bu şekilde konuşamıyor ama ne demek istediğini çok güzel ifade ediyor ve de biz anlıyoruz. Anneannesi de kızım giyiyim biraz demiş, hayır çıkacak o yelek dedesinin bikere :) Neyse , anneannesinin üşüdüm giyeyim mi kızım demesinin ardından Öykü'nin minik ağzından "GİY GİY" çıkmış :))
Dün sabah babannesi bizdeydi,  koltuğu göstererek "babade babade" dedi, yani bu koltuğa babanne oturdu anlamında.
Yani anlayacağınız biz fenayız bu aralar :)

20 Şubat 2012 Pazartesi

Tatlı,muzur şeker

Artık iyice alıştık addalara.. elimden tutuyor kapıya gidiyoruz ve "anne adda". Ya da babasıyla aramızda konuşurken ağzımızdan "gidelim" kelimesi çıktığı anda birden bire sanki bizi dinliyormuş gibi Öykü'nün kafa sallanır onay verilir ve adda denir. Ayakkabı ve montunu giymek için o an hazırdır :)





Tontişim ne kadar da mutlu oyun oynarken.





Bu arada yeni kelimelerimiz var.
Tu= su
Mani=mandalina

Bir de muzurlukları var tabi Öykü'nün onu da not düşelim. Bir evde çocuk olurda koltuk, duvar kalemle çizilmez mi. Koltuğa yazı yazılmayacağını öğrettik ama duvarı unutmuşuz ne bilsin miniğim değil mi .
Yine biz babasıyla bir sohbet halindeyiz, minik prensesten ses çıkmıyor, arada bir kendi kendine gülüyor mutlu oluyor. biz de babasıyla diyoruz ki aaa bak kendi kendine oynuyor artık diye, mutluyuz tabi.sonra bir de ne görelim odasının duvarı sarı ve yeşil Öykü çizgileriyle dolu. Haydiii şimdi bunları temizle temizleyebilirsen. Hem öğretmek için hem de duvar temizlensin diye aldık üçümüzde ıslak bezleri elimize, duvar kirlendi, kötü oldu temizleyelim dedik, ve temizledik. Kalemle, kağıda ya da boyama kitabına çizebileceğinin  üzerinden bir kez daha geçtik.Bu olaydan çıkan sonuç, eğer Öykü'den ses çıkmıyor ise bunun altından bir muzurluk çıkacak demek :) Tatlı muzur şekerim benim, denemeden öğrenilmez, kirlenmeden de büyünülmez değil mi :)

16 Şubat 2012 Perşembe

17 Aylık Öykü

17 Aylık Öykü neler mi diyor?
İşte bunları;

Anne-Baba-Anneanne-Dede-Babanne(genelde babanne diyor ama bazen kısaltıp babade yapıyor :)-Tiyze(Teyze)-Dayı(bi ses çıkarıyor ama yazılışı yok :))-Teda(selda)-Leli (buna benzer bişey çıkıyor ağzından Sevil demek oluyor)
Oydu=Öykü
Ala= hala
Hadi
Tedi=kedi
Adda
Hayır
Ababa=noelbaba (işte biz buna çok güldük, anlayana kadar çatladık sonunda bulduk ne demek istediğini :))
Aydede
Amaan( kapı zili ya da telefon çaldığında amaaan diyoruz  a harfi uzayabildiği kadar uzuyor tabi :), şimdi bu da kim bizi rahatsız ediyor gibilerinden :))
Abade= ayakkabı
Bir
Geh = gel
Çık
Tar = kar
Bebiş = bebek
Bo= top
Mor
Ta=taş

13 Şubat 2012 Pazartesi

Gamze Akbaş’a Yardım Hakkında

 Dualarımız seninle Gamze Akbaş. Sen bu savaşı kazanacaksın.

Haydi hep beraber bir adım atalaım, kurtaralım Gamze Anneyi.
 Derlenen Son Bilgiler:

-İlik nakli acil önem taşıyor. İstanbul, Ankara, İzmir ve Kayseri’deki ilik nakli merkezlerine giderek kan vermeniz çok önemli. Kan vererek ilik donörü olacak ve Gamze gibi pek çok hastaya umut olacaksınız. (Bunun için Gamze’yle aynı kan grubunda olmaya gerek yok, her kan grubundan donör olunabilir. Hem Gamze’ye değilse bile bir başka canın kurtulmasına vesile olabilirsiniz)
-Tedavi sırasında (önümüzdeki haftadan itibaren) sürekli olarak A RH+ kan grubundan Trombosit ihtiyacı olacak. A RH+ grubundakilerin Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi’ne gidip, Gamze Akbaş adına -Trombosit- vermeleri gerekmektedir. (Trombositin yararlılık süresi sadece 4 gün olduğundan yalnızca ihtiyaç olduğunda vermek önemli. Bu nedenle kan grubu A Rh + olanların ihtiyaç anında aranmak üzere isim soy isim ve telefon numaralarını gamzeakbasicin@gmail.com bırakabilirler. Bir kez trombosit için kan verenden bir daha üç ay trombosit alınmıyor.
Trombositlerinizi İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Hematoloji Servisi Onkoloji 1. katta yatan Gamze Akbaş adına vereceksiniz.)
-Maddi yardım sözkonusu değildir. SGK desteği var. Artı olarak Gamze hanımın çalıştığı kurum, eşi Emrah beyin bağlı olduğu kurum ve aileler tedavi masraflarını üstlenmişler. İleride olağanüstü bir durum olursa maddi yardımı gündeme getiremenin daha doğru olduğunu düşünüyoruz. ANCAK KESİNLİKLE MADDİ YARDIM İHTİYACI SÖZKONUSU DEĞİLDİR.
-Aileye ait telefonların meşgul edilmemesi ayrıca önemle rica olunur.
-İlik donörü olmak isteyenler için iletişim bilgileri
Ankara’dan ilik donörü olmak isteyenler: Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, İbni Sina Hastanesi, Akrabalık Dışı Kemik İliği ve Kordon Kanı Bankası Tel:(312) 508 24 44.
İstanbul’dan ilik donörü isteyenler: Çapa Tıp Fakültesi İlik ve Doku Nakli Merkezi (Hafta içi 16.00′a dek randevusuz gidilebiliyor)
İzmir’den ilik donörü olmak isteyenler: Ege Üniversitesi Kan Merkezi irtibat no: 390 40 29 Randevu alarak gidiliyor.
Bursa’dan ilik donörü olmak isteyenler: Bursa Uludağ üniversitesi Tıp Fakültesi. 0 224 295 00 00
Bu şehirler dışında yaşayanlar ise: Öncelikle online olarak şu formu dolduruyorsunuz:
Gönüllü Formu
(En alttaki: “Kök Hücre ve Kemik İliği Bağışı İçin Onam Formunu Okudum, Anladım, Kabul Ediyorum” kutucuğunu işaretlemeyi unutmayın!)
Sonrasında:
İçinde 7,2 mg EDTA bulunan 4’er cc’lik 2 adet mor kapaklı tam kan (hemogram) tüpüne kan örneğinizi aldırarak, oda sıcaklığında ve 24 saat içinde elimizde olacak şekilde ve kargo ücretini kendiniz karşılayarak, asagidaki adrese gönderebilirsiniz.
(Lütfen, tüplerin üzerine TC kimlik numaranızı ve aldığınız e-postada yer alan başvuru numaranızı yazmayı unutmayınız.)
Bazi yasal zorunluluklar gereği; kargo ücretini kendinizin karşılaması gerekmektedir. Kargo ücreti; 5-8 TL arasında değişmektedir.
Kargo Adresi:
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi
İbni Sina Hastanesi
Hematoloji Laboratuvarı, Asma Kat
06100
Sıhhiye, Ankara
Tel: (312) 508 24 40 (312) 508 24 44
Kimler donör olabilir?
18-50 yaşında sağlığı müsait olan herkes kemik iliği bankasına gidip başvuru formu doldurabilir. Bir tüp kan verenler bulaşıcı hastalık testinden geçiriliyor. Hastalık taşımıyorsa bankaya kaydediliyor.
Gönüllü vericinin kayıtları bilgisayara işleniyor, hastalarla uyum sağlarsa daha ileri tetkik yapılmak için çağrılıyor. Uygunsa genel anestezi altında kemik iliği alınıyor. Vericinin leğen kemiğinden özel iğneler aracılığı ile alınan kemik iliği bir torbaya aktarılıyor. Operasyon ve dikiş gerektirmiyor ve hiç acımıyor. Kemik iliği vericisi ertesi gün işine dönüyor.
Kimler kök hücre bağışlayamaz? Kimlerin kök hücre vericisi olması uygun değildir?
18 yaşından genç veya 55 yaşından yaşlı olanlar, ağırlıkları 50 kg den daha düşük veya beden ölçüsü endeksi 40’ın üzerinde olan aşırı kilolu kişiler
Belirli hastalığı bulunan ve kan bankasında kan bağışı reddedilmiş kişiler
Kalp ve kan dolaşım sistemi rahatsızlıkları
Örneğin koroner kalp hastalığı, kalp krizi, kalp yetmezliği, tedavi gerektiren kalp ritmi bozuklukları, düzensiz yüksek tansiyon gibi
Solunum yolları rahatsızlıkları
Örneğin ağır kronik astım (düzenli ilaç tedavisi gerektiren), kronik bronşit, akciğer veremi, akciğer embolisi gibi
Kan, kan pıhtılaşma sistemi veya kan damarları rahatsızlıkları
Örneğin oto-immün anemi, A tipi hemofili, derin venlerde tromboz gibi
Ruhsal rahatsızlıklar, santral sinir sistemi rahatsızlıkları
Örneğin tedavi gerektiren depresyonlar, psikoz, şizofreni, epilepsi, multipl skleroz gibi
Oto-immün sistem rahatsızları
Örneğin romatoid artrit (romatizma), kolajenozlar, Crohn hastalığı, ülseröz kolit, troid gibi
Salgı bezleri rahatsızlığı
Örneğin Diabetes mellitus gibi
Kötü huylu sayılan (kanser hastalığı) rahatsızlıklar
Enfeksiyona neden olan rahatsızlıklar
Örneğin Hepatit B veya C (iyileşmiş dahi olsa), kronik borelyoz, HIV-enfeksiyonu
ve diğerleri.
Kendisine yabancı organ veya doku nakli yapılmış olan kişiler
Örneğin; böbrek, kalp, cilt, kornea tabakası, beyin zarı, baldır siniri gibi
Bağımlılığı bulunan kişiler
Örneğin; alkol, uyuşturucu madde ve ilaç bağımlılığı gibi.
———————————————————————————————————————————————————————–
Gamze’ye yapılacaklar için açılan blog: Gamze İçin
Gamze İçin açılan Facebook sayfası: Seninleyiz Gamze
Nurturia’da Gamze için kurulan grup: Gamze arkadaşımız için.
Gamze’nin Kişisel blogu: Seninle Yaşayalım.
Twitter’dan desteklemek için: #gamzeicin1tupkan yazın yazın!


Bu yazının içindeki tüm bilgiler Deli Anne 'den alınmıştır. Paylaşım için teşekkürler...

8 Şubat 2012 Çarşamba

Bitsin Gitsin Artık!!

Hasta oldu Öykütoşum, hem de öyle böyle değil.İlk kez bu kadar ağır.. Günlerce düşüremedik ateşini 39 derecenin altına. 38,9 dereceği gördüğümüzde bile sevindik düştü diye, şurubun etkisi geçince hooop tekrar 39-40 arası.Kuzum kafasını yastıktan kaldıramadı sürekli bir uyku hali sürekli bir yatma isteği. O küçücük vücudu nasılda savaşıyordu ateşiyle. Sadece ateş var, başka birşeyi yok, ne öksürük ne burun akıntısı...Doktoruyla konuştuk 2 gün verdiği şurupları kullandık ama nafile yok yok düşmüyor, miniğim kafasını kaldıramıyor, cayır cayır yanıyor.3. gün sabahında gittik doktorumuza.Öykü'yü biliyoruz, kapıdan girer girmez bir yaygara, bir ağlama, gözü hiç birşey görmüyor klasik.Kan tahlili dedi doktorumuz... Öyle böyle bağıra bağıra ağlayarak 1 doktor yanında 2 hemşire anne ve baba seferber halinde kolunu sıkıca tutarak alındı kanı sonunda. Sonucu beklerken arabamıza gittik oturduk sakinleşmek için çünkü o kendini dışarı atmak istiyordu yeterki çıkalım şu hastane kapısından dışarı...
Velhasıl sonuç çıktı, boğazda enfeksiyon, allahtan ciğere inmemiş. Tanıştık antibiyotikle...Yanında da ateş düşürücüler... İstemiyor içmek, ama zorla içiriyoruz, yarısı içeri yarısı dışarı...Çok şükür şu anda ateş kontrol atında, antibiyotiğe devam 1 hafta sonra tekrar doktor kontrolü..Babasını istemiyor yanında çünkü şuruplarını o getirip içiriyor, çünkü anne onu tutmakla meşgul. Babası odasına geldiğinde oynayalım mı kızım diye ı ıııı diyerek elini çevirerek dışarı çık sen diyor. Resmen psikolojisi bozuldu miniğimin o şuruplardan.Huyu değişti, sürekli bir memnuniyetsizlik sürekli bir hırçınlık,sürekli bir ağlama hali, ne yapmak istediğini bilmemezlik, değişir tekrar eski Öykü gelir dimi? Sağlığı yerinde olsun yeter...Şimdi antibiyotiğin bitmesini bekliyoruz. Bitsin artık kurtulsun kızım şu ilaçlardan...Çöpe atıcam onun gözünün önünde bitti artık diye.
Başka bir taraftan huysuzluk nedenimiz yaklaşık 2 haftadır dışarı çıkmıyor Öykü, kar kış hastalık hepsi üst üstü geldi, sıkıldı çok sıkıldı.. Ne Gymboree' ye gidebildik ne başka biryere..Elimden tutuyor kapıya götürüyor beni,"anne adda adda" diye ağlıyor. Bir de onu anlatıyoruz, iyileş ilaçlarının bitsin sonra gideceğiz diye ama tabiki nafile..o anlamıyor..dışarı çıkmak istiyor...
Minik kuzum benim... Bu yazı yerine 17 aylık Öykü neler yapıyor hangi kelimeleri söylüyor onları yazacaktım ben...Elbette yazacağım onları da...

Allah beterinden korusun, sen bir an önce iyileş, adda gidelim beraber, yüzün bu fotoğraftaki gibi gülsün tekrar.