29 Kasım 2011 Salı

Gelecek Belli mi Acaba?


Galiba benim  kızım süslü olacak, şimdiden sinyalleri veriyor :) Evin içinde takıp takıştırıp dolaşmayı çok ama çoook seviyor. Bir de her birini teker teker takıp yanıma gelip "anne anne" diyerek bak nasıl olmuşum dercesine kendini göstermesi yok mu bitiriyor beni. Her defasında " ayyy çok güzel olmuşsun çok yakışmış bitanem "sözünü duymak onu daha da fazlasını takmaya itiyor :)

Çılgın Öykü

Ama artık şu foroğrafta görünen koyu gri taşlı kolye artık yok :) Minik kuzum bir de onlara nazik davransan çok mutlu olacağım :)

Bu aralar diğer takıntı da terlik konusu. Koca koca terlikleri giyinsin pat pat pat diye evin içinde dolaşsın. Bir de giyemeyince sinir olsun başlasın ağlamaya :)) Kıyamam miniğime altı üstü bir terlik ağlatıyor kızımı :)
Yani anlayacağınız artık Öykü isteği birşey yapılmadığında ya da kendi yapamadığında başlıyor ağlamaya. Herhalde bu da bir dönemdir ve geçecektir diye düşünüyorum. Ne olursa olsun hangi dönem olursa olsun kızımın büyüdüğünü görmek, onun gülen yüzünü görmek beni mutlu etmek için yetiyor.
Bir başka ilgi alanımızda kalemler ve kitaplar...

Kitaplarla vakit geçirmeyi seviyor. Ne mutlu bizim için..Kitaplardaki hayvanları, nesneleri gösterip bıdı bıdı kendince yorumlar katıyor. Ama henüz masal kitabına geçemedik. Erken mi acaba? Ona masal kitabı aldım, yatarken okuyayım diye ama normalde bile okumama izin vermiyor, üzerindeki resimlere bakıyor ve gösteriyor sadece. Belki de onun da bir zamanı var..Biz de onu bekliyoruz..
Tabi bir de kalem sevdamız var. Bizimkisi alıyor eline boyama kalemlerini boş bulduğu alanları başlıyor boyamaya. en son gördüğümde mutfakta yerdeki taşı boyuyordu bizim minik ressam :) Tek üzüldüğüm konu bunları fotoğraflayamamak, gidip makineyi alıp gelene kadar kalkmış oluyor kurtlu .

Sevdiklerinin yanında bir de sevmedikleri ya da korktukları var. DOKTOR! Doktor kontrolüne gitmeden 1 hafta önce anne-baba olarak bizi alıyor bir tasa, o günü nasıl atlatacağız diye.Doktorumuzun odasına girer girmez başlıyor ağlamaya.Ağlaya ağlaya bir hal oluyor, gözleri hiç birşey görmüyor ,buradan çıkalım diye parçalıyor kendini, çıkışta ağlamaktan halsiz düşüyor . Ağlayarak sadece kontrolünü oluyor,sorularımı bile soramıyorum doktorumuza.Nasıl üstesinden geleceğiz bu korkunun bilmiyorum. doktorumuz geçeceğini söyledi, ona güveniyoruz. Bir sonraki muayenemiz Şubat ayında epey zaman var ohhh :)

Tontişimden son havadisler bu kadar şimdilik.

11 Kasım 2011 Cuma

İstanbul Akvaryum

Tatili bul değerlendir diyoruz biz. Çalıştığım için, tatilleri en verimli şekilde değerlendirmeye çalışıyorum kızımla. 4 günlük bayram tatilimizde önce  bayram ziyaretlerimizi yaptık. Mis kokulu kahvelerimizi içip, tatlılarımızı yedik afiyetle. Geleneklerimizi bilsin, öğrensin kızım. Elleri öptü , harçlıklarını topladı bir güzel.
Geri kalan boş vaktimizde bol bol gezdik ve oyun oynadık.
Aklımızda hep İstanbul Akvaryuma götürmek vardı kızımızı. Balıkları görsün istedik.  Kırmızı balık şarkısından sonra, balıkların kıvrıla kıvrıla yüzdüğünü bilsin istedik.
Çeşit çeşit renk renk balıklar. Meğer denizlerimizde neler neler varmış da haberimiz yokmuş, yani en azından bizim haberimiz yokmuş.

Öykü şaşkınlıkla balıkları izlerken :)


Öykü balıklara gel gel yaparken :)

Öykü buz dağını ellerken :)

Ve Öykü çıkıştaki hediyelik eşya mağazasını keşfederken :)


Başkaaa neler mi yaptık ?
Petshoplara uğrayıp kedileri köpekleri kuşları sevdik, izledik. Minik prensesim hayvanları seviyor hem de çok. Havanın güzel oluşunu kaçırmayıp gezdik gezdik gezdik.Akşamları da  evimizde oynadık .

Birbirimize doymaya çalıştık, Yine doyamadık yine doyamadık.Sana doyulur mu bitanem? Doyulmaz tabiki....